GAZETECİLİK SUSMADI, SUSMAYACAK!
Değerli basın emekçileri;
Geçen yıl başlattığımız; yaptıkları haberler, yazdıkları köşe yazıları nedeniyle haklarında soruşturma açılan, cezaya çarptırılan, keyfi uygulamalar ve ‘ekonomik’ gerekçelerle işlerinden çıkarılan gazeteciler; çıkarları için manipülasyona dayalı haberler yapan basın-yayın organları ile Türkiye’de basına yönelik baskılara uluslararası düzeyde gösterilen tepkilerin yer aldığı raporlarımızla kamuoyunu birinci elden bilgilendirmeyi hedefledik. Üçer aylık periyotları kapsayan geçen yıla ait raporlarımızı sizlerle paylaştık. Türkiye’nin karanlık bir döneminin vesikası olarak tarihte yerini alan geçen yılki raporlarımızın ardından bugün de 2016 yılının ilk ‘Medya Raporu’nu sizlerle paylaşmak için karşınızdayız. Bugün açıklayacağımız 2016 yılının (Ocak-Şubat-Mart aylarını kapsayan) raporumuz, ‘keşke olmasaydı’ desek de 2015 yılındaki raporlarımızı aratacak düzeyde. Raporumuz bu yılın geçen yıldan daha karanlık, deyim yerindeyse kapkaranlık bir döneme doğru gittiğinin belgesi niteliğinde. İktidar mücadelesini ‘varlık-yokluk savaşı’na dönüştüren; bunun için yalanlarını hâkim kılmaya çalışan siyasi iktidar, bir yandan kamuoyunun gerçekleri öğrenme hakkına, yani bağımsız ve özgür gazeteciliğe savaş açarken, diğer yandan ‘saray gazeteciliği’ni yaygınlaştırmaya devam ediyor.
Değerli basın emekçileri;
Türkiye bugün düşünce ve ifade özgürlüğü, dolayısıyla da basın özgürlüğü açısından yaşam mücadelesi vermektedir. Bir tercih noktasına gelmiş olduğumuz çok nettir. Toplumsal hayatımız ya laik, demokratik, sosyal bir hukuk düzeni ya da din referanslı etnik çatışmaların yaşandığı despotik bir düzen üzerinden devam etme ayrımındadır. Bu ayrımı, basına yönelik uygulamalar çerçevesinde geçen üç ayda hiçbir tartışmaya yer vermeyecek açıklıkta yaşadık. Bu yılın ilk üç ayında da her türlü baskıyla karşılaştık. Mesleklerinin gereği olarak kamuoyunu haberdar eden, bilgilendiren onlarca gazeteci ve köşe yazarı emniyette ya da savcılıkta ifade verdi; hâkimler karşısında savunma yaptı; darp edildi, tehditlerin hedefi oldu, saldırıya uğradı, yaralandı, gözaltına alındı, tutuklandı, hapse mahkûm edildi…
Çeşitli yollarla yayınları engellenen, olmadı kayyum atanan; baskılar sonucu yayın hayatına son vermek zorunda kalan basın yayın organlarına yenileri eklenirken, hiçbir dönemde olmadığı kadar çok basın emekçisi işsiz kaldı. Perdenin bir yüzünde bunlar yaşanırken diğer yüzünde sırtını iktidara dayayarak katiplik yapanlar; sayfalarında, köşelerinde hakaretten tutun suç niteliği taşıyan iftiralara kadar yargısız infazlara girişenler vardı.
Değerli meslektaşlarımız;
Geçen üç ayda bildiğiniz üzere, Türkiye’nin basın hayatında olduğu kadar siyasi hayatında da belirleyici olan bir dava olan ‘MİT TIRLARI DAVASI’, görülmeye başlandı. Dördü ağırlaştırılmış beş kez müebbet ve 30 yıl hapsi istenen meslektaşlarımız Can Dündar ve Erdem Gül, 40 günü tecritte olmak üzere 92 gün sonra Anayasa Mahkemesi’nin ‘basın özgürlüğü’ne de vurgu yaptığı kararıyla tahliye edildi. İçinden geçtiğimiz kâbus gibi günlerde bu haber biz gazetecileri bir nebze sevindirirken, ülkenin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kararı tanımadığını ve iki gazetecinin tekrar tutuklanması gerektiğini her ortamda ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın adeta ‘kan davası’na dönüştürdüğü bu davanın bizler açısından da ‘basın özgürlüğü davası’ olduğunun altını, buradan bir kez daha çizmek istiyorum. Geçen üç aylık dönemi, hala devam etmekte olan Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yaşanan çatışmalarla geçirdik. Yüzlerce insanımızın hayatına neden çatışma ortamı, Türkiye’nin batısına da terör olayları şeklinde sıçradı ve masum onlarca vatandaşımız bu saldırılarda hayatını kaybetti. Sağduyu çağrısı yapanların tutuklandığı bu dönemin, ‘zifiri karanlık’ta kalması için gazeteciler ve çalıştığı kurumlar da susturulmak istendi. Tüm ayrıntılarıyla raporumuza yansıyan bu dönemin istatistiki tablosu aslında her şeyi anlatacak düzeyde.
2016 YILI OCAK-ŞUBAT-MART BASINA YÖNELİK BASKI VE SUÇLARIN BİLANÇOSU:
-Bir gazeteci, polis tarafından ateşli silâhla vurularak YARALANDI.
-4 gazeteci polis tarafından fiziksel SALDIRIYA uğradı.
-Süren davalar kapsamında 4 gazeteciye HAPİS CEZASI verildi. ‘Terör’ ve ‘hakaret’ suçlarından verilen cezaların toplamı 54 yıl 11 ay.
-6’sı ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ olmak üzere gazeteci, köşe yazarı ve kurumsal olarak basın organları hakkında 12 SORUŞTURMA açıldı.
-3’ü yabancı 20 gazeteci GÖZALTINA alındı.
-4 gazeteci TUTUKLANDI.
-6 gazeteci haklarındaki suç duyuruları üzerine emniyet ya da savcılıkta İFADE verdi.
-5 gazeteci hâkim karşısında haklarında açılan davalar kapsamında SAVUNMA yaptı.
-Gazetecilerin yanı sıra basın organlarının kurumsal olarak muhatap olduğu 8 DAVA açıldı.
-3 muhabir PKK tarafından KAÇIRILDI.
-1 yabancı gazeteci SINIR DIŞI edildi.
-6 toplumsal olay sonrası YAYIN YASAĞI kararı verildi. Yayın yasağı konulan gelişmeler içinde Ankara ve İstanbul’daki terör saldırılarıyla Ensar Vakfı’ndaki çocuklara taciz olayı da yer aldı.
-2 basın organına SALDIRI oldu.
-1 gazete, 1 dergi ve 3 kitaba TOPLATMA ya da DAĞITIM YASAĞI konuldu.
-Bazıları toplumsal olaylar sonrası tüm sosyal medyayı da kapsayacak şekilde 7 kez ERİŞİM ENGELİ getirildi.
-‘Cenaze akreditasyon’ uygulaması yine yaşandı.
-İpek Medya Grubu’na ait 5 yayın organı tamamen KAPANDI.
-Zaman Gazetesi ile CİHAN Haber Ajansı’na KAYYUM ATANDI.
-Olay TV Ankara Bürosu’nu, Doğan Medya Grubu da radikal.com.tr’yi KAPATTI.
-723 basın emekçisi İŞLERİNDEN ÇIKARILDI.
Değerli basın emekçileri;
Gazetecilik mesleğini, propaganda ve ‘yalanlarını yayma’ aracı olarak görenlerin, diktatoryal rejim özlemleri için, başta basın özgürlüğü olmak üzere düşünce ve ifade özgürlüğüne yönelik baskılara daha da fazla başvuracakları gerçekliğinin farkındayız. Bunun farkında olduğumuz kadar bir başka gerçeğin de farkındayız! O da, özgür ve eşit yaşam özlemindeki insanların yarınların asıl sahibi; ‘halkın gerçekleri öğrenme hakkı’ için var olan basın emekçilerinin de o günler için yazmaya, konuşmaya devam edecek olduğudur.
GAZETECİLİK SUSMADI, SUSMAYACAK!
ÇAĞDAŞ GAZETECİLER DERNEĞİ
ANKARA ŞUBE YÖNETİM KURULU
Raporu indir:
Medya Raporu – Ocak-Mart 2016 (Türkçe)
Media Report – January-March 2016 (İngilizce)