Fransa’daki İslamcı terör eyleminin ardından tüm dünya Charlie Hebdo’ya destek oldu ve ifade özgürlüğünü savunmak için, ülkemiz de dâhil olmak üzere, dünyanın hemen her yerinde milyonlarca insan sokaklara çıktı.
Basın-yayın kuruluşları Charlie Hebdo’yla mesleki dayanışma içine girdi.
On yıllar boyunca birçok mensubunu teröre kurban vermiş Cumhuriyet gazetesi de, ifade özgürlüğünü savunarak terör karşıtı bir Charlie Hebdo dergisinin son sayısından bir seçkiye sayfalarında yer verdi. İnançlara olan saygı ve hassasiyet çerçevesinde özenle oluşturulmuş bu seçkiye yer verilmesi, aynı zamanda insanlık değerlerine sahip çıkılması anlamına gelmektedir.
Hal böyleyken emniyet güçlerinin gazetenin basıldığı matbaayı basması ve gazete bürolarını abluka altına alması, sözde tedbir açıklamalarıyla örtülemeyecek bir hedef göstermedir. Polis Cumhuriyet gazetesini açıkça hedef göstermekte, İslamcı teröristlere deyim yerindeyse adres bildirmektedir. Yüzde vererek ülke nüfusunun büyük bölümünün Müslüman olduğunu söylemek, sinsice karanlıkta bekleyen katilleri cesaretlendirmektir. Yüksek yüzde oranları katliamların, suikastların meşruiyet dayanağı yapılmak istenmektedir. Diyanet İşleri Başkanının “Sadece 12 kişiye düzenlenen bir cinayet sebebiyle ayağa kalkmasını da hep birlikte ibretle izledik” dediği bir ülkede ölüm acısının bile dine referansla belirlenmek istendiği göstermektedir ve Müslüman olmayanın ölmesine üzülmemeyi öğütlemektedir. Yapılan hamasi “üzüntü ve demokrasi” açıklamalarının hiçbir kıymeti yoktur. Gerçek olan AKP’nin bu ülkeyi dini referans alan neo-liberal bir cehenneme çevirmek istemesidir.
Çağdaş Gazeteciler Derneği olarak Cumhuriyet gazetesinin yanındayız. Bilinmelidir ki olası bütün istenmeyen gelişmelerin sorumlusu AKP iktidarıdır. Cumhuriyet gazetesindeki polis ablukası bir an önce kaldırılmalı, gazete çalışanları hedef gösterilmekten vaz geçilmeli ve koruyucu bütün gerçek önlemler derhal alınmalıdır.
ÇAĞDAŞ GAZETECİLER DERNEĞİ GENEL YÖNETİM KURULU