Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Genel Başkanı Ahmet Abakay, yargılanan düşünürlerin, yazarların, düzene, sisteme karşı düşüncelerini ifade etmesinin ”vatan hainliği” olarak değerlendirilmesinin yanlış olduğunu belirterek, ”İnsanların söylediklerinin doğruluğunu ve yanlışlığını yargılayacak olan okurdur, insanlardır” dedi.
ÇGD Ankara Şubesi, ”İfade Özgürlüğü ve 301. Madde” konulukonferansdüzenledi. 9 Aralık 2006 tarihinde Ankara Serbest MuhasebeciMali MüşavirlerOdası’nda yapılan konferansın açılışındakonuşan Abakay, ifade özgürlüğünün geçmişten bugüne hep sorun olduğunu kaydederek, bugün 301, önceki yıllarda benzer maddelerle yazarların, çizerlerin, gazetecilerin mahkemelere gittiğini, cezaevine girdiğini ve para cezası ödediğini anlattı.
Abakay, fikirlerini dile getirenlerin ya da aykırı düşüncelere sahip aydınların hep bir bedel ödediğini belirterek, ”Oldum olası fikir özgürlüğü sorun oldu. ÇGD düşünce ve basın özgürlüğü konusunda yasalarla getirilen engellerin tamamen karşısındadır ve düzeltilmesinden yanadır. Tamamen kaldırılır, kaldırılmazsa da düzeltilir, ama Türkiye’nin gazetecilerin, yayıncıların, çizerlerin, edebiyatçıların düşüncelerini ifade ettikleri için yargılanmadıkları bir ülke olması anlamında biz bu görüşü sonuna kadar savunuyoruz” dedi.Ankara Barosu Başkanı Ahsen Coşar da düşünen insanlar olarak herkesin görevinin doğruyu bulmak olduğunu ifade ederek, ”Fikirlere ve çatışan fikirlere gereksinimimiz vardır” diye konuştu. Düşünce ve düşüncelerini ifade etme özgürlüğünün demokratik toplumlarda yaşamsal değerde olduğunu belirten Coşar, düşünce ve düşündüklerini ifade etme özgürlüğünün, hem yeni ve farklı düşüncelerin ortaya çıkmasına olanak sağlayacağını, hem de bireylere farklı düşünceler arasında seçim yapma olanağı vereceğini bildirdi.Coşar, AB normlarının öngördüğü tanımlamalara ve kriterlere uygun bir demokratik yapıda, seçilmişlerin atanmışlara egemen olduğunu, halk tarafından seçilmiş organların anayasal yetkilerini kullanmaya muktedir bulunduğunu hatırlattı. Atanmışların, seçilmiş kişilerin özgürce hareket edebilme yeteneklerini sınırlayamayacaklarını vurgulayan Coşar, eleştirinin bulunmadığı bir toplumda demokrasiden söz etmenin mümkün olmadığını söyledi. Coşar, hukuk düzeninin toplumda barışı, güveni ve eşitliği sağlamanın olmazsa olmaz yegane aracı olduğunu belirterek, şunları kaydetti: ”Türkiye’nin dün olduğu gibi bugün de en önemli sorunu hukuk, daha doğrusu hukuksuzluktur. Özünde hukuk yolunda toplumu dönüştürme projesi olan Tanzimattan bu yana hukuku egemen kılmak yoluyla toplumsal değişimi ve dönüşümü sağlamaya çalışan Türkiye, yine özünde bir hukuk projesi olan Avrupa Birliği’ne katılabilmek amacı ile iç hukukunu birlik hukukuna uyumlu hale getirebilmenin ve bu yolla hukuku toplumda tek başına egemen kılmanın çabası içindedir.Bu çaba bağlamında 5237 sayılı Türk Ceza Yasası TBMM tarafından kabul edilmek suretiyle yürürlüğe konulmuştur. Anılan yasanın gerekçesinde de ifade ve işaret edildiği üzere, ceza yasaları bireyin hak ve özgürlüklerine çok etkili biçimde müdahale eden yaptırımları içeren yasalardır. Açıkça ifade etmek gerekir ki bir ülkedeki ceza yasasına egemen olan felsefe o ülkedeki siyasi rejimin de niteliğini gösterir.”
Konferansa katılanlardan İnsan Hakları Derneği Genel Başkanı Avukat Yusuf Alataş, ceza kanununda 301. maddeden daha tehlikeli maddeler bulunduğuna dikkat çekerken, Çağdaş Hukukçular Derneği Başkanı Avukat Hüseyin Biçen yasalarımızda devleti ve malı korumayı merkeze oturtan zihniyetin egemen olduğunu belirtti. Ankara 78’liler Derneği yönetiminden Avukat İlyas Danyeli ise, Türkün Türkü aşağılamasının söz konusu olamayacağını ifade ederek “301. madde bu anlamda gereksiz bir maddedir” dedi.
– Tartışmalı Panel-
ÇGD Ankara Şubesi’nin düzenlediği konferanstan sonra düzenlenen panel de ise ÇGD Ankara Şube Başkanı Al Tarık Hatipoğlu, 301 ve benzeri maddelerin 12 Eylül askeri döneminin ürünü olduğuna dikakte çekerken panelistlerden Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Tahir Hatiboğlu 2547 sayılı YÖK yasasının 301’den daha ağır madde olduğunu söyledi. Panele katılan Karikatüristler ve Mizahçılar Derneği Başkan yardımcısı (Kamider) Mehmet Tahir İkiler ise genel ahlakı ve insan onurunu hedef alan davranışlara karşı 301. madde gibi bir maddenin gerekli olduğunu ancak bu maddenin düşünce ve ifade önünde engel hükümler içememesi gerektiğini söyledi. İkiler buna rağmen sanatın gelişmesi açısından bu maddenin “bir musibet bin nasihatten iyidir” şeklinde de değerlendirilebileceğini söyledi. Ankara Fotoğraf Sanatçıları Derneği(Afsad) üyesi Kenan Seven ise fotoğraf sanatının hukukla doğrudan bir ilişkisi olmamasına karşın dünyadan çeşitli verdiği örneklerle ifade özgürlüğünün şiddet ve ırkçılık gibi konular başta olmak üzere belli konularda sınırlarının olması gerektiğini ifade etti.
“