Sayın Cemil ÇİÇEK
TBMM Başkanı
Derneğimizin e-mail adresine, başlığında, kime, hangi kuruluşa gönderildiği belli olmayan, “Sayın Yetkili” diye başlayan sonunda TBMM Başkanı olarak sizin isminizin yer aldığı yeni anayasa konusunda görüş istenen bir ileti gönderilmiştir.
Basında yer alan haberlerden TBMM Başkanı olarak sizin sivil toplum örgütlerinden görüşler istediğinizi öğrenince, bu ileti ile ÇGD’den yeni anayasa konusunda görüşünün istendiği anlaşılmıştır.
Çağdaş Gazeteciler Derneği, 1982 darbe anayasasının kabulü sürecinde Kenan Evren tarafından meydan mitinglerinde yaptığı konuşmalara karşı paneller ve açıklamalarla kampanya düzenleyen bir basın kuruluşu olarak, çeşitli değişiklilere uğramış olsa da bu anayasanın yerine demokratik, çağdaş, insan haklarını, düşünce, basın ve ifade özgürlüğünü esas alan bir anayasadan yanadır.
Toplumumuzun ağırlıklı bir kesiminin de bu görüşte olduğu düşüncesindeyiz.
Yeni Anayasa konusunda TBMM Başkanı olarak sizin yönetiminizde bir uzlaşma komisyonu kurulması da doğrudur ve doğaldır. Ancak konunun sizi de aşan boyutu olduğunu hatırlatmak isteriz.
Yeni Anayasa, son tahlilde TBMM de önemli ve belirleyici sayısal çoğunluğu bulunan AKP iktidarının iradesi ile sonuçlanacaktır. AKP hükümetinin bu konularda bu güne dek sürdürdüğü tutum güven vermemektedir.
12 Eylül 2010 tarihinde referanduma konu olan anayasa değişikliği ile ilgili süreçte, çoğunluk iktidarı olan AKP, kendi önerisi dışındaki karşı görüşlerin, muhalif değerlendirme ve uyarıların hiçbirini dikkate almamış, uzlaşmaz bir tutum takınmış, salt kendi görüşlerini dayatmıştır. Toplumun farklı görüşlerini yok sayarak, partisinin isteklerini yürürlüğe koymuştur.
Hükümet kanadının temsilcilerinin yaptığı değerlendirmelerden, yakın geçmişte yaşananların yeni anayasa sürecinde de tekrarlanacağı anlaşılmaktadır. Bu da yeni bir güven bunalımına işaret etmektedir.
Çağdaş Gazeteciler Derneği için, çalışma alanı bakımından, Basın, düşünce ve ifade özgürlüğünün sağlanması birinci derecede önem taşımaktadır.
Bugün Türkiye’de düşünce, basın ve ifade özgürlüğünün ağır baskılar altında olduğu, çok sayıda gazeteci-yazar’ın yıllardır cezaevlerinde olduğu, ayrıca tutuklu olmayan gazeteci yazarlarla ilgili açılan ve yargılanmaları devam eden dava sayısının 8 bini aştığı, medya sektöründe ağır bir otosansür ikliminin yaratıldığı, ancak bütün bunlardan Başbakan başta olmak üzere hükümet yetkililerinin hiçbirinin rahatsızlık duymadığı, yargılanan kişileri terörist olarak değerlendirdikleri bilinmektedir.
Yeni anayasayı belirlemede son sözü söyleyecek olan çoğunluk iktidarının bu tutumu, demokratik bir anayasa konusundaki siyasi iradenin olmadığı, olmayacağı gerçeğini ortaya koymaktadır.
Çoğunluk iktidarının, demokratik bir anayasa niyetinin, iradesinin olduğunu bilmek hakkımızdır. Bunun için de öncelikle iyi niyet adımlarını görmek isteriz.
Ne zaman ve hangi içerikte çıkacağı, mutabakat sağlanıp sağlanamayacağı belli olmayan yeni anayasa çalışmasıyla eş zamanlı olarak ve hemen şimdi, acilen Terörle Mücadele Kanununda ve TCK’nın düşünce ve ifade özgürlüğünü engelleyen bazı maddelerinde değişikliği zorunlu görmekteyiz. Söz konusu yasa değişikliklerinin çoğunluk iktidarının sayısal gücüyle kolaylıkla, çok kısa süre içinde gerçekleşeceği açıktır. Kaldı ki zaten muhalefet partilerinin büyük bölümü de bu konuda desteklerini açıklamaktadır. TCK’nın gizliliği ihlal, yargıyı etkileme, kimi kurumları eleştirmeyi suç sayan 285, 288 ve 301. maddelerinin ve TMK’nın demokratikleştirilmesi önem taşımaktadır.
Bunlar gerçekleşmeden çoğunluk iktidarının yeni anayasa konusunda demokratik bir düzenleme iradesinin varlığı test edilemez.
Gazetecileri, yazarları, aydınları, sadece parasız eğitim isteyen ya da tarihe mal olmuş bazı gençlik önderlerini anma etkinliklerine katılan yüzlerce gencin, legal siyaset yapan binlerce kişinin cezaevlerinde hukuksuzluk altıda zulüm görmesine karşı önlem düşünmeyen, duyarsız kalan, sorumluluk üstlenmeyen çoğunluk iktidarının demokratik bir anayasa açıklamaları, projeleri inandırıcı değil, toplumu oyalamaya yöneliktir.
Hukukun ve adaletin egemen olduğu Demokratik Türkiye iradesi olmayan, kolayca başarabileceği baskı yasalarının değiştirilmesine karşı direnen, gündeme getirmeyen bir çoğunluk iktidarının, geçmişte olduğu gibi, kendisi gibi düşünmeyen muhalif görüşlere ve aynı konumda olan, gerçek demokratikleşmeyi arzulayan Çağdaş Gazeteciler Derneğinin görüşlerini değerlendirmeye alacağı konusunda ciddi endişelerimiz bulunmaktadır.
Sizin TBMM Başkanı olarak konumunuz ve sübjektif niyetleriniz ne olursa olsun, objektif durumunuz AKP’nin kurucusu, eski bakanı ve milletvekili olarak Başbakanın direktifleri ve parti disiplini dışına çıkamayacağınızdır.
Çağdaş Gazeteciler Derneği, Yeni Anayasa konusunda, yasaları ve anayasayı kendi çıkarları için değiştirme ve yürürlükte tutma anlayışını 10 yılda gelenek haline getiren, sizin de içinde bulunduğunuz AKP çoğunluk iktidarının vitrin süsü, konu mankeni olmayı düşünmemektedir.
Yakın geçmişte getirilen yasa ve anayasa değişikliği çalışmalarında muhalefet çevrelerinin öneri ve değerlendirmelerinin ciddiye alınmayarak sumen altı edildiği örnekleri sayısız kez yaşandığı için, yeni anayasa konusunda AKP’nin salt kendi görüşlerini yasalaştıracağının sürpriz olmayacağını biliyoruz.
Bütün bu nedenlerle önceliğimizin basın, düşünce ve ifade özgürlüğü önündeki engeller olan TCK’nın ve TMK’nın yukarıda sözünü ettiğimiz maddelerinin demokratikleştirilmesinin aciliyet taşıdığı düşüncesiyle, derhal gereğinin yapılmasını dilemekte ve talep etmekteyiz.
Saygılarımızla.
Çağdaş Gazeteciler Derneği
Genel Yönetim Kurulu Adına
Genel Başkan
Ahmet ABAKAY