ÇGD, bazı gazetecilere “gri pasaport” uygulamasına karşı çıktı

Çağdaş Gazeteciler Derneği gazetecilere “gri pasaport” uygulamasına karşı çıktı. ÇGD Genel Yönetim Kurulu açıklamasında, “böyle bir uygulama gazeteciler arasında ayrıcalıklı sınıf yaratır” denildi.

Basın İlan Kurumu Genel müdürü Mehmet Atalay, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın talimatı üzerine “bazı” gazetecilere, sporcular için de uyguladıkları “gri pasaport” vereceklerini bu konuda çalışmaların devam ettiğini açıkladı.
Atalay  yaptığı açıklamada, bu uygulamanın “sık sık yurt dışına çıkacak“ gazeteciler için geçerli olacağını, bu aşamada 700 kişilik bir liste hazırlandığını, bu listede  gazete ve televizyonların yayın yönetmenleri, diplomasi muhabirleri, Ankara temsilcileri, cumhurbaşkanı ve başbakanı izleyen gazetecileri, muhabirlerin  yer aldığını belirtiyor.
Basın İlan Kurumu’nun bu işle neden görevlendirildiğini anlamamakla birlikte, planlanan bu uygulama temelden yanlıştır, sakıncalıdır. Böyle bir uygulama gazeteciler arasında “ayrıcalıklı bir sınıf” yaratma tehlikesini ve haksızlığını beraberinde getirecektir.
Yurt dışına “sık giden-az giden” gibi bir ölçü konulması gayrı ciddi bir yaklaşımdır. Gazeteci, Sarı Basın Kartı taşıyan ya da fiilen gazetecilik yapan kişidir. Yurt dışına az ya da çok çıkması, başbakanı ya da cumhurbaşkanını izlemesi  gibi sübjektif, adam kayırıcı değerlendirmeler, pasaport  almanın ya da alamamanın ölçüsü olamaz.
Basından sorumlu Devlet bakanı ve ona bağlı olan Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü daha iki yıl önce gazetecilerin kazanılmış yıpranma hakkını elinden alan ve büyük haksızlıklar getiren tasarıya karşı basın örgütlerinin karşı çıkışlarına, yardım dileklerine kılını kıpırdatmamışlardır. Gazetecilerin kazanılmış haklarını ellerinden alan tasarı, uyarıları dinlemeyen hükümetin çabasıyla yasalaşmıştır.
Sarı Basın Kartı kamu kuruluşlarında, bankalarda, noterlerde geçerli sayılmamakta, sadece nüfus kağıdı ve ehliyetin geçerliliği vardır. Bakan ve BYEGM ‘ü verdikleri kartların bu alanlarda geçersiz  kabul edildiğini biliyorlar mı? Bu durum onları rahatsız ediyor mu?
BYEGM tarafından gazetecilere verilen “araç basın kartı”nın defalarca ve örnekleriyle (Hıncal Uluç başta olmak üzere) gazeteciler tarafından dile getirilmesine rağmen  hiçbir trafik polisinin hiçbir zaman ciddiye almadığını, geçersiz sayıldığını ve genelgeye rağmen araçların çekildiğini bu bakanlık biliyor mu?
Bütün bu olumsuzluklar ortada dururken, Başbakanlıkta yaşanan akreditasyon rezaletleri daha  unutulmamışken, ”bazı gazetecilere gri pasaport vereceğiz” demeçleriyle  gazeteciler arasında ayırım yaparak, “seçme  gazeteciler” yaratmak haksızlıktır, yanlıştır.
Avrupa Birliği Ülkeleri’nde olduğu gibi Basın Kartı’nın devlet tarafından değil, basın kuruluşlarınca verilmesi gerektiği konusu  ayrı bir tartışma konusu olduğu için bu konuya girmiyoruz.

 


Tarih:

Etiketler: