Gazetecilere yönelen baskılar, ‘ileri demokrasi’nin alamet-i farikası haline geldi.
Gazetecilerin, işlerini yaptığı için uğradığı saldırılara her geçen gün bir yenisi ekleniyor.
Son olarak Hatay’da yaşayan ve birçok yerel gazete ile haber ajansı adına haber yapan Murat Altunöz, mesleği nedeniyle olmadık baskılara maruz kaldı.
Polis tarafından, kendisi içerde olmasına rağmen kapı kırılarak girilen evinden delil olarak edebiyat dergileri, gazetelerin kitap ekleri alındı. Altunöz, polisin Hatay’da yaptığı operasyonları, uğradığı saldırılara rağmen haberleştirdi; kentte Kürt-Türk çatışması çıkarmak amacıyla başlatılan sokak eylemlerini duyurdu. Ayrıca İl Emniyet Müdürlüğü’nden izin alınarak, 1980 öncesi yaşamını kaybedenlerin mezarlarına yapılan ziyareti izledi.
Bütün bunlar Altunöz’ün karşısına “örgüt üyeliği ve örgüt lehine propaganda” suçlamasıyla dava olarak çıktı. Adana Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davada yargılanmasına, içinde yaptığı haberlerin ve kitaplarının bulunduğu 12 klasörden oluşan dosyayla Eylül ayında başlanacak.
Murat Altunöz, gazetecilik faaliyetleri nedeniyle yaşadığı işkenceden kurtulmak için çareyi, ailesini geride bırakarak yurt dışına çıkmakta buldu. Yaptığı haberler nedeniyle ölüm tehditleri aldı, saldırı girişimlerine varan baskılar gördü ve 9 ay önce ülkesini terk etmek zorunda kaldı.
Murat Altunöz’ün yaşadıkları, fikir ve düşünce özgürlüğüyle haber alma hakkının önüne çekilen setlerin, koskoca bir ülkeyi açık cezaevine dönüştürdüğünün göstergesidir.
Bu noktada polis teşkilatının da içinde yer aldığı bürokratik yapılara özellikle bir şey hatırlatmak isteriz! Siyasal iktidarların girdiği karanlık tünele onlarla beraber girenler, hayatlarının son aydınlığını geride bırakmışlardır. Siyasal iktidarın kirli ve antidemokratik uygulamalarının payandalığını yapanların, tarih ve hukuk karşısındaki durumu, Susurluk Davası’ndaki sanıkların haline bakıldığında daha iyi görülecektir.
Çağdaş Gazeteciler Derneği olarak Gazeteci Altunöz’le, siyasal atmosferden beslenerek oluşturulan baskılara karşı dayanışma içinde olduğumuz ve Eylül ayında başlayacak davasının en yakın takipçilerinden ve kamuoyuna ileticilerinden olacağımız bilinmelidir.
ÇGD’nin, halkın haber alma ve gerçeğe ulaşma hakkına da yönelmiş bu saldırılara karşı meslek ilkeleri ve geleneğinden aldığı güçle, mücadele etmeye devam edeceğini bir kez daha yineliyoruz.
Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Yönetim Kurulu
Çağdaş Gazeteciler Derneği Ankara Şubesi Yönetim Kurulu