“Derneğimizin üyesi, meslektaşımız, ustamız Uğur Mumcu’yu, aramızdan ayrılışının 15. yılında özlemle ve sevgiyle anıyoruz.
Mumcu, yolsuzluk ve yoksulluktan arınmış “Tam Bağımsız Türkiye” ideali için halkını aydınlatmaya çalıştı. Ancak, üzerine gittiği, ”Siyaset-Tarikat-Ticaret “ ile simgelenen şeytan üçgeninin kurbanı oldu.
Ülkemizde son 100 yıl içinde 62 gazeteci siyasi cinayetler sonucu öldürüldü.1909’da öldürülen Hasan Fehmi Bey, bir yıl sonra Ahmet Samim ve sonraları Sebahattin Ali, Abdi İpekçi, İlhan Erdost, Musa Anter, Turan Dursun, Çetin Emeç, Metin Göktepe, Hrant Dink ve Uğur Mumcu bunlar arasında ilk akla gelenler.
Bu ülkede ortalama her 1.5 yılda bir gazeteci öldürülüyor. Bu cinayetlerin hepsinin arkasında tam aydınlatılmayan, ortaya çıkarılamayan, devletin çeşitli kademelerinde odaklanmış, tetikçileri yer yer kimi güvenlik görevlileri tarafından korunan, zaman zaman delilleri karartan güçler olduğu anlaşılıyor. Dolayısıyla da ülkeyi yönetenlerin ciddi sorumlulukları ya da sorumsuzlukları ortaya çıkıyor.
Uğur Mumcu ve benzer siyasi cinayetlere kurban gidenlerin tetikçilerini ve bunlarla birlikte azmettiricilerini ortaya çıkaramayan hiçbir hükümet, hiçbir yönetim, ‘ben iktidarım’ diyemez ve ‘başkaları’ tarafından yönetilen hükümet olmaktan kurtulamazlar.”
“