– AKP, gazetecilerin tazminatlarına ve işsizlik parasına göz koyacak kadar alçaldı
– Kayyım, İpek Koza Grubu’nda çıkardığı gazetecilerin tüm haklarını hemen vermelidir
AKP iktidarının yıllardır süre gelen demokrasi ve emekçi düşmanı politikaları, her yeni günde bir üst basamağa çıkarak despotizme doğru hızlı yöneliyor. Yaşanan süreçlere eleştirel bakma sorumluluğuyla gazetecilik mesleğinin gereğini yapan gazete ve televizyon kanallarına, siyasi ve ekonomik her türlü sansür ve baskıyı açık ve kapalı uygulayarak, halkın doğru ve farklı kanallardan haber alma hakkını engelleyen iktidar, basın kuruluşlarına yönelik kurumsal baskı düzeyini, doğrudan gazetecilere yöneltme aşamasına ulaştırmıştır.
Devletin her türlü imkânını kendi siyasi çıkarları için kullanmaktan çekinmeyen, basına yönelik de siyasi hesaplaşmaları için devletin kolluk kuvvetlerini ve mali kurumlarını devreye sokan AKP iktidarı, bilindiği gibi son olarak bazı basın yayın organlarında gözaltılar gerçekleştirirken, bazılarına da kayyım atayarak el koyma yoluna gitmişti. Seçim öncesinde, aralarında basın yayın kuruluşlarının da bulunduğu İpek Koza Grubu’na kayyım atanıp, bu yayın organları hızla ‘yandaş’ medyaya dönüştürülmüştü. Kendi siyasi emelleri doğrultusunda yayın yapmayan bütün basın kuruluşlarını ‘yok etmeyi’ varlık nedeni haline getiren AKP iktidarı, burada çalışan basın emekçilerine de zulmetmekten kaçınmıyor.
İpek Koza Grubu’na bağlı Bugün ve Millet gazeteleri ile Bugün ve Kanal Türk televizyon kanallarına kayyım atanmasının ardından İstanbul ve Ankara bürolarında toplam 72 basın emekçisi işten çıkarılırken, bu gazetecilerin yasal hakları olan işsizlik maaşlarına da göz konulmuş durumdadır. Bu basın yayın organlarında çalışan meslektaşlarımız, işten çıkarılmalarının ardından işsizlik maaşı almak için gittikleri Türkiye İş Kurumu (İŞKUR)’nda, iktidarın emekçi düşmanı yeni bir politikasıyla karşılaştı. İŞKUR’a başvuran gazetecilere, “işsizlik maaşı verilmeyeceği” söylenirken, buna, İş Kanunu’nun 25’nci maddesindeki “Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzeri” başlıklı düzenlemesi gerekçe gösterildi. Anlaşıldığı gibi meslektaşlarımızı işsiz bırakan gaspçı kayyım, ilgili resmi kurumlara işten çıkarılma gerekçesi olarak da kendi despotik tavrını değil meslektaşlarımızı suçlayarak, “ahlaki ve iyi niyet kurallarına uymama” şeklinde bildirmiştir. İşsizlik maaşı konusunda yaşanan bu gelişmenin, işten çıkartılan 72 basın emekçisinin başta tazminat olmak üzere diğer haklarını gasp etmek için de kullanılacağı kesindir.
Karşı karşıya kaldığımız bu durum, antidemokratik ve gaspçı anlayışların hukuksuzluklarına nasıl kılıf bulduklarına örnek olması bakımından önemli bir örnek olup aynı zamanda emekçi düşmanlığının vardırdığı yeni aşamanın da göstergesidir. Gelinen aşama, gazetecileri meydanlarda isimlerini anarak halka sövdüren, olmadı televizyon ekranlarında gazete sayfalarında tehdit eden, daha da olmadı dövdüren ve hatta siyasi uzantılarınca öldürten bu anlayışın emekçileri susuz, ekmeksiz, aç bırakma aşamasıdır. Önceki sansür ve baskı uygulamalarında söylediğimiz gibi, bu baskıların, olsa olsa zalimin zulmünün sınırlarını göstermekten başka hiçbir işe yaramayacağını hatırlatıyor, emekçinin ekmeğine göz dikecek kadar alçalanların aslında küçüle küçüle yok olacağını biliyoruz.
ÇAĞDAŞ GAZETECİLER DERNEĞİ GENEL YÖNETİM KURULU