Çağdaş Gazeteciler Derneği Ankara Şubesi - Demokrasi Şehitlerine bin selam!

	Demokrasi Şehitlerine bin selam!
	25 Ocak 2016, Pazartesi

canakkaleolay.com, Burhan Mert Balcı - 25 Ocak 2016

Demokrasi Şehitlerine bin selam!

Katledilişinin 23’üncü yılında Uğur Mumcu’yu anmak amacıyla sivil toplum örgütleri tarafından bir dizi etkinlik düzenlendi. İlk olarak Esenler Mahallesi’nde bulunan Uğur Mumcu heykeline karanfiller bırakılırken, ardından Çanakkale Belediyesi Prof. Dr. Türkan Saylan Sosyal Tesisleri’nde düzenlenen panele geçildi.

24 Ocak 1993`te Ankara`da Karlı Sokak`taki evinin önünde arabasına bırakılan bombayla katledilen Gazeteci Uğur Mumcu’yu, katledilişinin 23’üncü yılında anmak için sivil toplum örgütleri tarafından bir dizi etkinlik düzenlendi. Uğur Mumcu’yu anmak için düzenlenen etkinlikler kapsamında, İlk olarak Esenler Mahallesi’nde bulunan Uğur Mumcu Parkı’ndaki Uğur Mumcu heykeline karanfiller bırakıldı. Uğur Mumcu Parkı’nda düzenlenen etkinliğe CHP İnsan ve Doğa Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve CHP İzmir Milletvekili Zeynep Altıok Akatlı, CHP Çanakkale Milletvekili Avukat Muharrem Erkek, Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, CHP İl Başkanı Nejat Önder, CHP Merkez İlçe Başkanı Dr. Celal Karakaş, Uluslararası Basın Enstitüsü Yönetim Kurulu Üyesi (IPI) ve Çağdaş Gazeteciler Derneği Çanakkale Şube Yönetim Kurulu Üyesi Aynur Ganiler ve vatandaşlar katıldı. Burada konuşma yapan CHP İnsan ve Doğa Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve CHP İzmir Milletvekili Zeynep Altıok Akatlı; Ömrünü aydınlanma mücadelesine vakfetmiş, bilginin, bilimin değerini kavramış, bir aydınımız, değerli bir kalemimiz, Uğur Mumcu’yu bugün burada bir kez daha saygıyla anıyoruz. Onu karanlıklara kurban veren anlayışın karşısında, onun yürüttüğü mücadeleyi, gerçekler aydınlanana kadar, karanlık yok olana kadar sürdürmeye devam edeceğiz. Onun sözüyle ‘bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi olan’ karanlık bir yüreğin elindeyiz ülke olarak. Bilgiyle ve Uğur Mumcu ile çoğalarak bu karanlığı yok edeceğiz” dedi.

Uğur Mumcu paneli
Esenler Mahallesi’nde bulunan Uğur Mumcu Parkı’nda gerçekleştirilen etkinliğin ardından sivil toplum örgütlerinin Çanakkale Belediyesi Prof. Dr. Türkan Saylan Sosyal Tesisleri’nde Uğur Mumcu’nun katledilişinin 23’üncü yılı nedeniyle düzenlediği panele geçildi. Panele CHP İnsan ve Doğa Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve CHP İzmir Milletvekili Zeynep Altıok Akatlı, CHP Çanakkale Milletvekili Muharrem Erkek, Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, CHP Merkez İlçe Başkanı Dr. Celal Karakaş, BirGün Gazetesi Yazarı Ali Murat İrat, Eğitim-Sen Çanakkale Şube Başkanı Prof. Dr. Telat Koç, Uluslararası Basın Enstitüsü Yönetim Kurulu Üyesi (IPI) ve Çağdaş Gazeteciler Derneği Çanakkale Şube Yönetim Kurulu Üyesi Aynur Ganiler ve çok sayıda vatandaş katıldı. Sunuculuğunu yapan Eğitim-Sen Çanakkale Şubesi Eski Kadın Sekreteri Özlem Ergun Açanal’ın yaptığı panelde açılış konuşmasını Uluslararası Basın Enstitüsü Yönetim Kurulu Üyesi (IPI) ve Çağdaş Gazeteciler Derneği Çanakkale Şube Yönetim Kurulu Üyesi Aynur Ganiler gerçekleştirdi. Ganiler konuşmasında; “Karlı sokaktan, Ankara garına; 24 Ocak 1993 günü devrimci, yurtsever, çağdaş gazeteci Uğur Mumcu’nun evinin önünde arabasına yerleştirilen bomba ile katledildiği günleri 23 yıl sonra aynen yaşıyoruz. 23 yılda Uğur Mumcu’nun katledildiği Ankara Karlı sokaktan, Ankara Garı’nda, Suruç’da, Sultanahmet’te patlatılan bombalarla yüzlerce kişinin katledildiği günlere geldik. Acılarımız derinleşti. Terör ülkemizin bir çok yerinde yaşamımızı bir kabusa çevirdi, çocukların masum insanların öldürüldüğü büyük acılar yaşıyoruz Hedef yine adalet, demokrasi, barış ve özgürlükler. Katiler yine şeriatçı gerici faşist güçler. O günde himaye edilen korunan, gerici katiller bugünde aynı şekilde himaye edilmektedir” dedi.

“32 gazeteci tutukludur”
Son dönemde gazetecilerin hedef haline gelmesinin tesadüf olmadığını belirten Ganiler; “Bu gerici, faşist saldırıların hedefi olarak gazetecilerin seçilmesi tesadüfi değildir. Hedef olarak gazetecilerin seçilmesi; gerçeklerin halkımıza ulaşmasını engellemek, böylece yaratılacak karanlıklardan faydalanarak demokrasi ve özgürlüklerin yok edilmesi adına uygun zeminleri yaratmak planıdır. 6 Nisan 1909’da Hasan Fehmi Bey’in öldürülmesinden başlayarak bugüne kadar gazetecilere yönelik kıyım, şiddet durmadı. Hrant Dink, Abdi İpekçi, Çetin Emeç, Ahmet Taner Kışlalı, Bahriye Üçok, Metin Göktepe, Muammer Aksoy, Turan Dursun, Musa Anter, Ümit Kaftancıoğlu, Nuh Köklü gibi 65 değerli gazeteci öldürüldü. Bugün bu plan gazetecilerin cezaevlerine doldurulması ile sürdürülmektedir. Bugün itibarıyla aralarında Can Dündar ve Erdem Gül’ün de bulunduğu 32 gazeteci tutukludur. Buradan tüm tutuklu gazeteci arkadaşlarımıza selamlarımızı gönderiyor, onlarla dayanışma içerisinde olduğumuzu bir kez daha haykırıyoruz. Görev yapan gazetecilerin görevlerini yerine getirirken engellenmeleri, gözaltına alınmaları şiddete maruz kalmalarıyla başlayan çalışma koşullarındaki olumsuzluklar, her an işsiz kalma riskiyle sürmekte sansür ve oto sansür gerçeği sendikasız örgütsüz son derece olumsuz ekonomik koşullarda süren çalışma şartlarıyla sürüp işsiz gazeteciler olgusuna ulaşmaktadır” ifadelerini kullandı.

“Acılar daha da yoğunlaştı”
Ganiler konuşmasında; “2015 yılında 500 gazeteci işsiz kalmıştır. Tüm bunlar Uğur Mumcuları katleden anlayışın günümüzdeki post modern uygulamalarıdır. Kapitalist sistem krizi derinleştikçe, yönetemezlik olgusu kendini, daha çok şiddet çatışma ve savaş uygulamalarıyla gösterdi. Yaşanılan acılar daha da yoğunlaştı. Ölümler arttı, çocukların sivil halktan insanların ölümleri, yaşatılan birçok insanlık dışı uygulamayla faşizm çirkin yüzünü net olarak göstermeye başladı. Eşitlik, adalet, demokrasi, özgürlük ve barış taleplerine sahip çıkan demokratik güçler gericiliğin bu saldırılarına karşı artık tek vücut olarak birlik ve dayanışma içerisinde olmaları gerekiyor. Bu katliamlara karşı sessiz kalmak ilerleyen günlerde daha da büyük acıların yaşanmasına onay vermek demektir. Şiddet ve savaş politikaları sonucunda her gün sayılarını bile takip edemediğimiz ölümlere artık ‘yeter’ diye haykırıyoruz. Barış, adalet demokrasi mücadelesinde yitirdiğimiz tüm canlara karşı sorumluluğumuz bu olmalıdır. Uğur Mumcu’nun katledilmesinden bugüne, geçen 23 yıla rağmen; hala o günlerdeki gerçekleri aynen yaşıyor isek hepimizin bu gerçek üzerinde durup düşünmesi gerekmiyor mu? Daha ne kadar susacağız?” dedi.

“Asıl olan ölüm değil hayattır”
Ülkede yaşanan gelişmelerden dolayı umutsuzluğa düşülmemesi gerektiğini belirten Ganiler; “Ancak yılgınlığa umutsuzluğa yer yok. Uğur Mumcuların, Hrant Dinklerin, Suruç’ta Ankara’da yitirdiğimiz devrimcilerin anılarını yaşatmak için çağrımız şudur: ‘Koşar adım iç savaşa gidiyoruz, farkında mıyız? Vatanın bölünmesinden kaygı duyanlara sesleniyoruz: Vatan bölünüyor, yürekler bölünüyor, farkında mıyız? Savaş kararı alanlara sesleniyoruz: Kan-ölüm-yıkım üzerine iktidar kurulmaz. Bir durun, bir görün, bir anlayın; savaş kararınız kurşun olup, bomba olup, ateş olup insanları öldürüyor, doğayı, tarihi, kültürleri, insanlık mirasını, dostluğu, kardeşliği yıkıyor; farkında mıyız? Eller tetikten çekilsin, silahlar susturulsun, ölmeye öldürmeye son verilsin. Silahlar konuşursa söz biter; diyalog kanalları acilen açılsın Asıl olan ölüm değil hayattır; asıl olan insandır, insanın özgürlüğü, insanın mutluluğudur. Artık yeter! Çocuklarımızı kurban etmeyin, bizleri kurban etmeyin; geleceğimizi, bin yıllık birlikteliğimizi kurban etmeyin. Yarın çok geç olacak, farkında mısınız?” diyerek konuşmasını sonlandırdı.

“Tehdit olarak algılanan sakıncalı insanlardı”
Ganilerin ardından panelde Belediye Başkanı Ülgür Gökhan konuşma gerçekleştirdi. Gökhan konuşmasında; “ Ne yazık ki Ocak ayı ülkemiz için, demokrasi ve adalet yolunda yitirdiklerimiz için, hala aydınlatılamamış cinayetlerin çaresizliği içindeki biz geride kalanlar için, karanlık, kasvetli ve acılarla dolu bir aydır. Onat Kutlar, Metin Göktepe, Hrant Dink, Uğur Mumcu, Muammer Aksoy hep Ocak ayında yitirdiğimiz, doğru bildiklerinden vazgeçmeyen, korkmayan, yılmayan, kalemini kimsenin önünde eğmeyen, tüm bunlardan dolayı da karanlık güçlerce asla benimsenmeyen, düşünceleri tehlike ve tehdit olarak algılanan sakıncalı insanlardı. Karanlık işlerden, karanlık ilişkilerden beslenenler hep korkmuştur tarih boyunca aydınlardan, kral çıplak diye haykıranlardan. Ne acı ki adaleti, demokrasiyi savunup, gerçeklere ışık tutanlar için bu yüzyılda hala öldürülen, sabaha karşı yargısız infazlarla evlerinden alınıp hapsedilenlerin olması ve bu bedeli canlarıyla ödeyenlerin anıldığı bir haftanın olması, ne acı” dedi.

“İslâmlaştırılma çabalarını yazardı”
Başkan Gökhan; “24 Ocak 1993 günü, bundan tam 23 yıl önce Ankara kar altındayken evinden son kez çıktı sevgili Uğur Mumcu. Eşinin çocuklarının yüzüne son kez baktı. Vakitsiz öten bir horoz olduğunu, ölümün çok yakınında dolandığını, sonunun Sabahattin Ali gibi, Abdi İpekçi gibi, Çetin Emeç gibi olacağını biliyordu. Maalesef bildikleri onu yanıltmadı ve evinin önünde arabasına yerleştirilmiş bomba ile 24 Ocak 1993 günü onu sonsuzluğa uğurladık. O acı günün üzerinden, Gazeteci-Yazar Uğur Mumcu`nun gerçek faillerinin bir türlü bulunamadığı, hala faili meçhuller arasında anılan cinayetin üzerinden 23 koca yıl geçti. Neler yazardı Uğur Mumcu? Laik Cumhuriyetimizin yöneticilerinin radikal İslamcılarla sıcak ilişkilerini yazardı. Gericiliğin; batıdan doğuya uzanan finans çevrelerinden nasıl beslendiğini ve Türkiye Cumhuriyeti`nin İslâmlaştırılma çabalarını yazardı. Silah kaçakçılığını, PKK ilişkilerini ve bağlantılarını yazardı. ABD`nin Ortadoğu`da ki çıkarlarını ve petrol için gerçekleştireceği işgalleri yazardı. Neler söylerdi Uğur Mumcu? ‘Bir konuda bilgisi olmayanın fikri de olamaz’ derdi. ‘Suskunluk çağımızın en büyük suçudur’ derdi. Tarikat- Siyaset- Ticaret üçgenini anlatırdı. Ne sakıncalı şeyler değil mi yazdıkları, düşündükleri, ne tehlikeli değil mi bütün bunların doğru olması ve herkes tarafından öğrenilecek olması. Saydıklarımın doğruluğu ve hala çoğalarak arttığı üzerine eminim ki bugün de burada bulunan herkes hemfikirdir. Çünkü yazdıkları, belgelere dayanan araştırmaları, söyledikleri bir bir gerçekleşti.

“Ne çok şey yitiriyoruz”
Konuşmasını sürdüren Gökhan; “Muammer Aksoy, Uğur Mumcu, Bahriye Üçok, Onat Kutlar, Metin Göktepe, Hrant Dink`le son süreçte de Tahir Elçi’nin ölümüyle birlikte barıştan, demokrasiden, aydınlıktan yana ne çok şey yitirdik. Ve bugün hala Can Dündar`ın, Erdem Gül`ün ve cezaevlerinde yatan 33 gazetecinin ne zaman sona ereceği meçhul, vicdansız tecritleriyle ne çok şey yitiriyoruz. Sevgili Uğur Mumcu bugün yaşasaydı belki o da Silivri`de geçiriyor olacaktı günlerini, kim bilir. Aklıselim, doğrudan şaşmayan, geri adım atmayan, hizaya gelmeyen gazeteciler bugün yazacak gazete, program yapacak televizyon bulamıyorlar, ya da soluğu cezaevinde alıyorlar. Faili meçhul cinayetler, basın ve ifade özgürlüğü konusunda kötü bir üne sahip ülkemizde yıllardır aydınlatılamamış faili meçhul cinayetlerin kurbanlarına karşı boynumuz eğik, ülkemizin içinde bulunduğu bugün ki durum ise hepimizin vicdanını kanatıyor, yaşama sevincimizi örseliyor. Ülkemizde aylardır akan kanın artık durması, silahların susup, barışın sesinin yükseleceği zeminler yaratılması, hiç kimsenin artık kurban olmaması dileğimle, Maalesef acı sonlarla aramızdan ayrılan demokrasi adına, barış adına, aydınlanma adına hayatların, hiçe sayan kaybettiğimiz tüm aydınlarımız, rahmet, minnet ve özlemle anıyor, anıları önünde saygıyla eğiliyorum” dedi.

Uğur Mumcu için şarkılar
Yapılan açılış konuşmalarından sonra Moderatörlüğünü Eğittim-Sen Çanakkale Şube Başkanı Telat Koç’un yaptığı, CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Zeynep Altıok Akatlı, CHP Çanakkale Milletvekili Avukat Muharrem Erkek ve BirGün Gazetesi Yazarı Ali Murat İrat’ın konuşmacı olduğu panele geçildi. Panelistlerin konuşmalarının ardından Dina Ethnic Ensemble gurubu üyelerinin verdiği konserin ardından etkinlik sona erdi. Panelin ayrıntıları yarın Çanakkale OLAY gazetesinde…
(Burhan Mert Balcı)